Eski yunanın en güzel kadını kimdi? Bazıları Helene der, bazıları Atlante. Bu konu günümüzde bile tartışılmaktadır. En güzelmidir bilinmez Atlante. Fakat Tanrıça Artemis'ten sonra ki en iyi avcı olduğu kesin.
Kral İason doğacak olan ve tahtının yerine geçecek olan oğlunun hayalini kurmaktaydı. Ne varki bir türlü çocuğu olmuyordu. Oralardan geçen sahte bir kahin Kral'a şu öğüdü verdi "Başka bir kadınla evlenirsen çabucak bir oğlun olacak." Kral kahin'in dediğini yaptı. Çok geçmeden yeni Kraliçe bir evlat dünyaya getirdi. Fakat bu özlemi çekilen oğlan değildi, kız çocuğuydu. Kral İason daha fazla dayanamadı. "Çabuk bu çocuğu alıp götürün gözümün önünden! Onu görmek dahi istemiyorum!" dedi. "Nereye götürelim hükümdarım?" dedi hizmetkarlar. "Ormana, onu ormana bırakın!" dedi İason. Hizmetçiler hüzünle ormana bıraktılar kızı. Fakat Tanrılar onun ölmesine izin vermediler, ormanda yaşamayı öğrendi küçük kız. Bebekken onu bulan bir ayı baktı ona çocuğu gibi. Ve Atlante büyüdü, mükemmel bir avcı oldu. Ününe ün katıyordu, bu kadar güzel ve becerikli bir avcıyı tüm Yunanistan görmek istiyordu. Çoğu insanlar onu Av Tanrıçası Artemis ile karıştırıyor, Tanrıça'nın heykelini yaparken onun yüzünü kullanıyordu.
O sıralar büyük bir yaban domuzu Kaledonya halkının korkulu rüyası olmuştu. Anadolunun her yerinden binbir avcı domuzu yakalamak için çağırılmıştı. Kaledonya Prensi Meleagros Atlante'nin de çağırılmasını istedi. Atlante Prens'in ondan beklediğini yaptı. Domuzun izini ilk bulan o oldu ve onu ağır yaralayarak diğer avcılarında onu bulmasını sağladı. Tüm Yunanistan bu sefer "Duydunuz mu? Domuzu bulup yaralayan Atlante'ymiş. Eğer o olmasa hiçbir avcı bulamayacakmış dmuzu." sözleri ile çalkalanıyormuş. Kral İason Atlante'yi bu sözlerle öğrendi. Onun resmini görür görmez tanıdı. Bu onun ormana bıraktığı kızıydı. Hemen İason kızına elçiler yollayıp onu sarayna çağırdı.
Atlante saraya geldiğinde Kral pişmanlıkla kızına sarıldı ve sarayda kalmasını istedi. Atlante kabul etti. Kral İason'un başka çocuğu olmadığı için Atlante'nin evlenmesini ve soyunu devam ettirmesini istiyordu. Fakat Atlante evlenmek istemiyor "Her şeyini benim yapabildiğim bir erkekle yaşayamam." diyordu. İason sordu "Mesela nasıl bir erkek istersin?" "Mesela benden daha hızlı koşabilen bir erkek isterim." dedi Atlante. Kral İason gülümsedi "Öyleyse dediğin gibi yaparız. Herkese senden daha hızlı koşan bir erkekle evleneceğini duyurur bir yarışma düzenleriz. Seninle yarışarak kazanan kişi ile evlenirsin." dedi ve Atlante kabul etti. Fakat bir şartı daha vardı. "Eğer beni geçemezse sonu ölüm olur tamam mı?" İason kabul etti. Yarışma için tüm hazırlıklar yapıldı. Kendine güvenen tüm erkekler geldi.
O gün Poseidon'un torunlarından biri olan Hippomenes de yarışmayı izlemek için gelmişti. Atlante'yi gördüğü anda ona aşkı oldu genç adam. "Lütfen Afrodit! Kalbim yanıyor onun için! Ama yarışmaya katılamam. Çünkü o rüzgar gibi. Ama bir şeyi de çok iyi biliyorum. Onsuz da yaşayamam!" Afrodit genç adamın sesine kulak verdi. "Sen Poseidon'un torunlarından biri değil misin?" "Evet." "Poseidon benim çok yakın arkadaşımdır. Sana yardım edeceğim." dedi ve hızla Kıbrıs'a uçup altın meyvelerin yetiştiği ağaca gitti. Orada 3 tane altın elma kopardı. Geri dönüp Hippomenes'e "Bunlar... Yarışa korkmadan katıl. Ben senin bacaklarına gereken gücü vereceğim. Ve yarış esnasında bu elmaları yere bırakman gereken zamanı da söyleyeceğim kulağına." dedi. Hippomenes elmaları aldı ve Atlante'nin yanına gitti "Senin için yarışacağım." dedi. Atlante de ona o anda tutuldu. Hemen onu ölümden nasıl kurtaracağını düşünmeye başladı. "Yarışmayalım yoksa ölürsün." dedi. Hippomenes de "Eğer katılmazsam asıl ölürüm." dedi. Atlante bir şey diyemedi. Gururu herşeydn çok güçlüydü. Yarışı kaybedemeyecek kadar.
Boru sesiyle yarış başladı. Atlante hızla en öne geçti. Fakat Hippomenes'e Afrodit yardım ettiği için Atlante'nin önüne geçmeyi başardı. Ama bitişe çok vardı. Atlante gitgide hızlanıyordu. Atlante neredeyse onu geçiyordu ki Afrodit seslendi "Elmalardan birini bırak." Hippomenes denileni yaptı. Atlante ister istemez durdu ve elmaya büyülenmiş gibi baktı. Eğildi elmayı aldı ve koşmaya devam etti. Yinede Atlante ona hızla yetişti. Tam onu yine geçecekken Afrodit ikinci uyarıyı verdi. "Elamların ikincisini de bırak." Yine Hippomenes denileni yaptı. Ve yine Atlante durup elmaya baktı. Onu da aldı ve koşmaya başladı. Fakat Atlante dikkatini elmalara verdiği için hızını kaybediyordu. Bitişe az kala yine de Hippomenes'e yetişmeyi başardı. Afrodit üçüncü uyarıyı da verdi Hippomenes üçüncü elmayı da düşürdü ve Atlante durup elmayı alırken bitişe vardı. Mutlulukla bağırdı "Kazandım! Kazandım! Seni kazandım Atlante!" Atlante de ona bakıp gülümsedi "Bende çok şey kazandım! 3 altın elma ve... Seni!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder