Yaban Tanrısı'nın yanına gidip "Sen ne çalıyorsun benim gibi bir sanatkar burada dururken?" demiş. Pan "Kendini müzik Tanrısı olduğun için görme benden üstün Apollon. Bende senin kadar güzel müzik yaparım." demiş. Apollon bu başkaldırıya sinirlenmiş. "Sen kimsin de bana meydan okuyacak cesareti kendinde bulursun!?" demiş hiddetle. "Mağdem kendi müziğinin benimkini yenebileceğini düşünüyorsun, o zaman bir yarışma yapalım. Buranın Kralı kimse gelsin, en güzel müziği seçsin!" demiş. Halk gidip Kral Midas'ı getirmiş onların yanına. Zavallı Kral başına geleceklerden habersiz jüri koltuğuna geçmiş. İlk önce Apollon başlamış. Öyle güzel öyle hüzünlü bir şarkı çalmış ki, Kral Midas hayran kalmış. Ağzı açık dinlemiş. Apollon bitirdiğinde, "Bundan güzel şarkı olamaz" demiş. Sonra Yaban Tanrısı Pan çalmaya başlamış. O da öyle eğlenceli bir şarkı çalmış ki, Midas deminki hüznü bir anda unutup ayağa kalkıp oynamaya başlamış. Şarkı bittiğinde Pan'i gösterip, "Seni seçiyorum! Seni seçiyorum!" demiş. Apollon Midas'ın bu kararına çok fazla öfkelenmiş. "Sen karşında Müzik Tanrısı dururken nasıl olurda bir çobanı seçersin!? Demek ki kulakların güzel müziği duymaz! O zaman senin kulaklarını büyütelim ki güzel müziği ayırt edebil!" demiş ve birden bire Midas'ın kulakları büyümüş, büyümüş ve eşek kulaklarına dönüşmüş.
Zavallı Midas, Tanrı Apollon'un kıskançlığına gelmiş. Herhalde adamın tek suçu Apollon'nun yarışmayı kendi krallığında yapması olmuş.
O günden sonra Midas hep kulaklarını saklamak için şapka takıp saçlarını uzatmış ama bir süre sonra saçları çok fazla uzamış. Bir berber çağırtmış. Berbere kulaklarını kimseye söylemeyeceği için yemin ettirmiş. Adamcağız, dayanamamış bu sırrı saklamaya. Gitmiş bir kuyuya. Bağırmış, "Midas'ın kulakları eşek kulakları! Midas'ın kulakları eşek kulakları!" diye. Kuyudan yankılanan ses sayesinde tüm krallık öğrenmiş krallarının durumunu. Eh, şimdide sırrı tutamayan berber görmüş Apollon'nun kıskançlığının sonuçlarını. Adam o kulakların sırrı için canını vermiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder